OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARDA "SAĞLIKLI YAŞAM"

Sağlık her şey değildir, ama sağlık olmadan her şey bir hiç...

  Schopenhauer

 

"Sağlıklı bir yaşam sürmek", evrensel bir temenni. Yeterince yaşam deneyimi olan her birey, sağlıklı bir yaşamın, insanın diğer isteklerini gerçekleştirebilmesi için şart olduğunu kavramıştır. "Sağlık" denildiğinde akla ilk önce fiziksel olarak sağlıklı bir bedene sahip olma fikri gelse de, hem fiziksel hem de ruhsal açıdan iyi olma halidir "sağlık"! Sağlığı korumak, iyileşmeye çalışmaktan daha kolay, acısız ve masrafsızdır. Hastalıkların tam olarak iyileşmesi zaman alır, hastalığın getirdiği ıstırap ve kullanılan ilaçlar bedeni yorar; üstelik bazı hastalıkların tedavi süreci aile bütçesini sarsacak kadar masraflıdır. Hastalıkların getirdiği manevi ve maddi yük, hasta olmamak için alınacak önlemlerin ne kadar mühim olduğunu hatırlatır bize.

Çocuklarla, sağlıklı yaşam hakkında sohbet etmek, onlara sağlıklarını korumayı öğretmek elbette çok önemli; ancak sadece konuşmak, başka pek çok konuda olduğu gibi, sağlıklı yaşam konusunda da yeterli olmaz. Çekmeceniz abur-cubur doluyken çocuğunuza abur-cubur yemenin zararlarından bahsetmeniz, okul öncesi dönem çocuğu üzerinde pek etkili olmayacaktır sözgelimi. Sözlerinizin etkili olmasını istiyorsanız;

 

·         Model olmalısınız: Sağlığın korunması için yapılması gereken şeyleri sizler de yaparak, kendi sağlığınıza önem verdiğinizi çocuklarınıza gösterin. Sağlıklı gıdalar tüketin, paketli ürünlerin içeriğini inceleyin ve katkı maddesi olanların zararlı olduğunu belirterek, satın almayın.

 

·         Tüketilmemesi gereken gıdaları almayın: Eğer bir gıdanın çocuğunuz tarafından tüketilmesinden hoşnut değilseniz, evinizde bulundurmayın. Abur-cuburları, ödül olarak kullanmayın. Ödül olarak kullanmak, o gıdayı çocuğunuz için daha da güzel ve değerli hale getirir.

 

·         Çocuğunuzla, kriz yaşanan anlarda değil, sakin hissettiği anlarda konuşmayı tercih edin: Beslenme, yemek, uyku, egzersiz.. sağlıklı yaşamla ilgili her şey günlük yaşantı ve konuşmaların bir parçası olmalı. Bedenin nasıl çalıştığını gösteren resimlerin olduğu kitaplardan da yararlanabilirsiniz konuşmalarınız esnasında


Peki, sağlığı korumak için gerekenler nelerdir?:.

·         Dengeli-yeterli beslenme/Su tüketimi

·         Egzersiz

·         Uyku

·         Stresin azaltılması

·         Temel hijyen

 

o    Dengeli ve Yeterli Beslenme: Dengeli ve yeterli beslenme, her besin grubundan, bireysel ihtiyaçlar da gözetilerek, yeterince ve zamanında tüketmektir. Öğün atlandığında, gerektiğinden az ya da çok veya organların dinlenmesi gereken saatlerde besinler tüketildiğinde sağlıksız beslenmiş olursunuz. Bu durum gelişim bozukluklarına, obeziteye, şeker, kalp-damar hastalıklarına, halsizliğe, gergin bir ruh haline ve daha pek çok sıkıntıya neden olur. Dengeli beslenmek için :

* Tahıl Grubu (Buğday, pirinç, bulgur, şehriye, makarna vb.): Bu gruptaki besinler, ihtiyaç duyduğunuz enerjiyi sağlarlar. Mutlaka tüketilmeleri gerekir; ancak bu gıdaları çok fazla tüketmek veya diğer gruplardan besinleri tüketmemek, vücudunuzun işleyişini olumsuz etkiler ve sağlık sorunlarına yol açar.

* Et, Yumurta, Kurubaklagil, Yağlı Tohumlar (Kırmızı-beyaz et, yumurta, nohut, kuru fasulye, ceviz, badem vb.): Bu gruptaki besinler diğer gruplara kıyasla daha fazla protein barındırırlar. Proteine ek olarak demir, çinko, magnezyum, fosfor ve B12 açısından da zengindirler. 

* Süt ve Süt Ürünleri: Protein, kalsiyum, fosfor... içeren bu besin grubundan tüketmek, özellikle diş ve kemik sağlığınız için şarttır.

* Sebze ve Meyveler: Bu grup özellikle A ve C vitamini, antioksidanlar ve lif içermesi bakımından önemlidir. Vitamin ihtiyacınızın önemli bir bölümünü, bu gruptaki yiyeceklerden elde edersiniz.

Bedeninizin sindirim ve boşaltım sisteminin sağlıklı çalışması, vücutta biriken toksik maddeleri uzaklaştırabilmeleri bakımından su ve lifli gıdaları tüketmeye de özen göstermelisiniz. İşlenmiş, koruyucu maddeler ilave edilmiş ve/veya şeker içeren gıdaları ise tüketmemenizde yarar var.

Çocuklara dengeli ve sağlıklı beslenmeyi anlatmaya başlamadan önce "Dengeli beslenme nedir sence?", "Yeterince yemeyip aç kalırsak ne olur ya da çok çok fazla yersek...?", "Ne işimize yarar yemek yemek?" vb. sorular sorarak konuya ilgi duymasını sağlayabilirsiniz. "Ekmek ve makarnayı çok seviyorsun, onlar karnını doyuruyor ve sana enerji veriyor; ama sebze-meyvelerdeki vitamine, ete, balığa, yumurtaya, cevize, nohuta, yoğurda, süte... vücudunun daha pek çok şeye ihtiyacı var. Çünkü yediğimiz ve içtiğimiz şeyler bizi hem besler hem de vücudumuzu ihtiyacı olmayan şeylerden temizlememizi sağlar. Mesela, sen yoğurt, süt ve yumurta beyazı yediğin zaman dişlerin, kemiklerin bu duruma çok seviniyor; çünkü böylece güçleniyorlar. Balık, ceviz.. yediğin zaman beynin buna çok seviniyor; çünkü böylece daha fazla şey düşünebiliyor. Sebze-meyve yediğin zaman bütün hücrelerin, miden, bağırsakların buna çok seviniyor; çünkü böylece hem seni hasta

26-12-2019

eden mikropları yenecek kadar güçleniyorlar hem de tuvaletini rahatça yapabilmeni sağlıyorlar. Bol bol su içtiğin zaman bütün organların buna çok seviniyorlar; çünkü böylece hepsi, çalışırken onları yoran, vücudun için gerekli olmayan şeyleri (sen çişini yaparken) tuvalete boşaltabiliyorlar. Eğer sadece makarna ve ekmek yersen, karnını doymuş hissedersin, ama organlarının hiç biri bu duruma sevinemez; çünkü onlara yardım edecek yiyecekleri yememiş olursun. Dengeli beslenmek demek, Ekmek, makarna, sebze-meyve, et, süt, yoğurt, nohut, ceviz-fındık, su... bunların hepsinden yemek/içmek demektir. Yeterli beslenmek ise, ihtiyacın olduğu kadar yemek. Hiçbir şey yemezsen olmaz, koşmak, oynamak için enerjin kalmaz; ama çok fazla şey yersen de karnın ağrır ve kendini iyi hissetmezsin." Bu örnek konuşma esnasında, şekildeki gibi bir beslenme piramidinden yararlanabilirsiniz.

 

o    Egzersiz: Okul öncesi dönem çocuğu, doğası gereği hareketlidir; zıplar, tırmanır, koşar... Onları hareketsizliğe sevk eden, "beyaz ekran"la fazlasıyla haşır neşir olmaları ve apartman hayatının getirdiği zorluklardır. Çocukların günlük rutinine serbest bedensel oyunlar oynayabilecekleri zaman ve mekanları eklediğiniz takdirde, egzersiz ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılayacaklar. Buna, ailece yapılan doğa yürüyüşlerini, kısa mesafeleri yürüyerek kat etmeyi eklerseniz, hareketsiz kalmanın yol açacağı sağlık sorunlarını engellemiş olursunuz.   

 

o    Uyku: 3-6 yaş dönemindeki çocukların günlük ortalama 12 saat uykuya ihtiyaçları vardır. Büyüme hormonunun salınımının arttığı gece yarısına doğru çocukların derin uykuda olmaları, bu hormondan daha fazla yararlanabilmelerini sağlar. En geç 19.00'da yenen akşam yemeği, yemekten sonra yapılacak aktiviteler, 20.00'da başlayacak uyku rutini (oynanan oyunun yavaşça sonlandırılması, pijamaların giyilmesi, dişlerin fırçalanması, kitap okuma, uyku öncesi yatakta sohbet vb.), 21.00'da uykuya geçilmesi gibi bir zaman yönetimi, uykunun sağlayacağı faydayı artıracaktır. Uykuya geçerken loş bir ışık eşlik etse de, çocuğunuz uyuduktan sonra ışığı söndürmeniz de, melatonin hormonunun salgılanabilmesi açısından gereklidir.

 

o    Stresin Azaltılması: Baskı altında hissettiğimizde, vücudumuz stres hormonu salgılamaya başlar. Çocuklar da biz yetişkinler gibi, stresten olumsuz etkilenirler. Yaşadıkları stresi uygun yolla ifade etme becerilerini henüz geliştirememiş olmaları, hem ruhsal hem bedensel rahatsızlıklar yaşamalarına yol açabilir. Çocuklar, aile içi çatışmalar, olumsuz akran ilişkileri vb. nedenlerle ortaya çıkan stresi yönetebilmek için kendilerini sakinleştirecek yöntemleri öğrenmelidir. Bu yöntemleri, stres yaratan durumlarla karşılaşıldığında sergiledikleri davranışlarla, yine yetişkinler model olarak öğretirler. Stres yaratan durumları yönetmek için, derin ve sakin nefes almak, ortamdan uzaklaşmak, size iyi hissettiren bir şeyle uğraşmak gibi yöntemleri uygulamaya ve bu uygulamaları nasıl yaptığınızı çocuğunuza göstermeye çalışmanızda/birlikte yapmanızda yarar var: "Kızgın hissettiğimde önce derin ve sakin nefesler alırım; hadi birlikte yapalım. Şimdi daha iyi misin?", "Bana şimdi iyi hissettirecek şey, bir fincan kahve. Peki sana ne iyi gelir? Biraz arabalarınla oynamak ister misin? Bu sorunu, daha iyi hissedince konuşalım." vb.

 

o    Temel Hijyen: Toplu yaşam, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını da kolaylaştırıyor. Çocukların el yıkamak, öksürürken ağzını uygun şekilde kapatmak, başkalarına ait bardak, çatal-kaşık vb. eşyaları kullanmamak gibi temel hijyen bilgisine sahip olmalarını sağlamak, öz-bakım becerilerini artırmak gerekiyor. Tüm öz-bakım işleri yetişkinler tarafından üstlenildiğinde, çocuğun bu becerisi yeterince gelişmediği için, temel hijyenini sağlamakta başarılı olamıyor. Çocuklara, hijyen ve öz-bakım konusunda destek olurken abartılı-korkutucu anlatımlardan veya aşırı titiz davranışlardan kaçınmak gerektiği de akılda tutulmalı. Görünmeyen mikropları kavramak biz yetişkinler için kolay olsa da, somut düşünen, gördüğünü anlamlandırabilen, anlayamadığı şeylerden endişelenip korku duyan çocuklar için bu çok basit bir süreç değil.

 

 

 




Kaynak: İSTANBUL YILDIZ ERTEN ANAOKULU WEB SİTESİ
Yazdır

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin



  Beğen | 1  kişi beğendi